Yöresel Cumbalı Taş Mimari... Alaçatı'nın asırlık yapılarından özenle seçilen taşlarla inşa edildi.Eşsiz avlu tasarımıyla size özel anlar yaşarsınız. Yetiştirdiğimiz organik meyve-sebzeler, köy reçelleri ve taş fırın ekmeklerimizle beraber misafirlerimize geleneksel Türk kahvaltısının keyfini çıkarın. Otelde misafirlere sunulan tüm ürünler kendi bahçesi Köşe Konak Garden'da yetiştirilip, hiçbir zirai ilaç ve katkı maddesi olmadan sunuluyor. Otelde tüm meyve ve sebzeleri güvenle tüketebilirsiniz.Özel tasarlanmıs localı yüzme havuzu ve çevresinde bulunan muz ve palmiye ağaçları, bahçedeki begonvil ve lavantaların renkleriyle harmonize olup çok özel bir mekansal deneyim sunar. Havuz başında bar, bu eşsiz mekansal deneyimden keyif almanız için özenle tasarlanmış olup, alkollü ve alkolsüz çeşitli içecek ve özel kokteyller sunulur.





Köşe Konak Butik Otel
Köşe Konak Butik Otel
Devamını Göster
Antik çağda Agrilia olarak anılırdı. Osmanlı döneminde Süvari Piyade olarak anılan dönemde Alacaat Aşireti köye kendi adını verir. 1830'larda önde gelenlerinden Hacı Memiş Ağa, depremlerden yoksullaşan Sakız adasındaki Rumları, Alaçatı'nın güneyindeki bataklığın kurutulması ve köyü sıtmaya kurtarmak için çağırır ve karşılığında toprak verir. Bu sebeple 1850-1890'lerde yeni yerleşim kıyıdan içeriye kurulur ve Rumlar gelmeye devam eder. 19. asır sonunda Rumların sayısı artarken adı Alatzata olur. 1873'te Alaçatı Belediye Teşkilatı kurulur.
Alaçatı bağcılık ve şarapçılık ile önemli ticaret merkezi haline gelir ve en parlak dönemini yaşar. Balkan savaşından kaçan göçmenler bölgeye yerleşince Rumlar arasında panik oluşur ve göç etmeye başlamalarlar.
1923'te Yunanistan ile anlaşma yapılır, Türkler'le takas başlar; Boşnak ve Arnavutların yanısıra, Selanik, Kavala, İstanköy ve Girit mübadilleride gelince Alaçatı halkı tamamen değişir ve Alaçatı olarak anılır.
Bağcılık ve zeytincilik bilmeyen halk, bağları söküp, tütüncülük ve hayvancılık yapmaya çalışınca zor günler yaşanır. 1990'larda Alaçatı sörfçüler tarafından keşfedilir. Kuvvetli rüzgara rağmen, denizin dalgalı olmaması ve insan boyunu geçmemesi, acemi sörfçüleri bölgeye çeker, Alaçatı'da sörf turizmi başlar.
Sörf alanının yanında, dar sokaklarda sağlı sollu yöresel mimarideki cumbalı taş evlerin keşfedilmesi, Alaçatı'yı en gözde tatil yeri haline getirir. Deniz, köy ve yöresel cumbalı taş mimarinin birleştiği Alaçatı, özel restoranlar ve küçük oteller ile özdeşleşir. Kemalpaşa caddesi gibi birçok cazibe alanı ziyaretçilerin rahatça gezip eğlecebileceği, yemek yiyip dinlenebileceği bir çarşı gibidir.
Özel tasarlanmıs localı yüzme havuzu ve çevresinde bulunan muz ve palmiye ağaçları, bahçedeki begonvil ve lavantaların renkleriyle harmonize olup çok özel bir mekansal deneyim sunar. Havuz başında bar, bu eşsiz mekansal deneyimden keyif almanız için özenle tasarlanmış olup, alkollü ve alkolsüz çeşitli içecek ve özel kokteyller sunulur.
Plaj ve Havuz Bilgisi
Özel tasarlanmıs localı yüzme havuzu ve çevresinde bulunan muz ve palmiye ağaçları, bahçedeki begonvil ve lavantaların renkleriyle harmonize olup çok özel bir mekansal deneyim sunar. Havuz başında bar, bu eşsiz mekansal deneyimden keyif almanız için özenle tasarlanmış olup, alkollü ve alkolsüz çeşitli içecek ve özel kokteyller sunulur.
Odalar
Yöresel Cumbalı Taş Mimari... Alaçatı'nın asırlık yapılarından özenle seçilen taşlarla inşa edildi. Devamını Göster
Antik çağda Agrilia olarak anılırdı. Osmanlı döneminde Süvari Piyade olarak anılan dönemde Alacaat Aşireti köye kendi adını verir. 1830'larda önde gelenlerinden Hacı Memiş Ağa, depremlerden yoksullaşan Sakız adasındaki Rumları, Alaçatı'nın güneyindeki bataklığın kurutulması ve köyü sıtmaya kurtarmak için çağırır ve karşılığında toprak verir. Bu sebeple 1850-1890'lerde yeni yerleşim kıyıdan içeriye kurulur ve Rumlar gelmeye devam eder. 19. asır sonunda Rumların sayısı artarken adı Alatzata olur. 1873'te Alaçatı Belediye Teşkilatı kurulur.
Alaçatı bağcılık ve şarapçılık ile önemli ticaret merkezi haline gelir ve en parlak dönemini yaşar. Balkan savaşından kaçan göçmenler bölgeye yerleşince Rumlar arasında panik oluşur ve göç etmeye başlamalarlar.
1923'te Yunanistan ile anlaşma yapılır, Türkler'le takas başlar; Boşnak ve Arnavutların yanısıra, Selanik, Kavala, İstanköy ve Girit mübadilleride gelince Alaçatı halkı tamamen değişir ve Alaçatı olarak anılır.
Bağcılık ve zeytincilik bilmeyen halk, bağları söküp, tütüncülük ve hayvancılık yapmaya çalışınca zor günler yaşanır. 1990'larda Alaçatı sörfçüler tarafından keşfedilir. Kuvvetli rüzgara rağmen, denizin dalgalı olmaması ve insan boyunu geçmemesi, acemi sörfçüleri bölgeye çeker, Alaçatı'da sörf turizmi başlar.
Sörf alanının yanında, dar sokaklarda sağlı sollu yöresel mimarideki cumbalı taş evlerin keşfedilmesi, Alaçatı'yı en gözde tatil yeri haline getirir. Deniz, köy ve yöresel cumbalı taş mimarinin birleştiği Alaçatı, özel restoranlar ve küçük oteller ile özdeşleşir. Kemalpaşa caddesi gibi birçok cazibe alanı ziyaretçilerin rahatça gezip eğlecebileceği, yemek yiyip dinlenebileceği bir çarşı gibidir.
Özel tasarlanmıs localı yüzme havuzu ve çevresinde bulunan muz ve palmiye ağaçları, bahçedeki begonvil ve lavantaların renkleriyle harmonize olup çok özel bir mekansal deneyim sunar. Havuz başında bar, bu eşsiz mekansal deneyimden keyif almanız için özenle tasarlanmış olup, alkollü ve alkolsüz çeşitli içecek ve özel kokteyller sunulur.
Yerleşim Merkezi
Köşe Konak; sörf merkezine 3,9 km, meşhur restoran ve kafelerin olduğu Alaçatı merkeze ise yürüyerek birkaç dakikalık mesafede konumlanıyor
Yakın Çevreyi Tanıyın
Adnan Menderes Havalimanı 84.8 km uzaklıkta
Gezilecek Yerler
- hacımemiş caddesi
- kemalpaşa caddesi
- ılıca plajı
- havaş durağı